Kan Sulandırıcı İlaçlar ve Kanama

Kalpte çok farklı ritim bozuklukları olabilir. Bunlardan en sık görülenlerden biri AF’dir (atriyal fibrilasyon). AF’de kalbin üst odaları, yani kulakçıklar kasılmazlar; hareketleri azalır. Hareketsiz yerde bulunan kan da pıhtılaşmaya eğilimlidir. Kalpte oluşan bu pıhtı tehlikelidir; bir gün bulunduğu yerden, yani sol kulakçıktaki keseden düşüp kalbin pompa etkisiyle kan damarları yoluyla beyne gidebilir ve damarları tıkayıp kan akımını kesebilir. Bu, felç (inme) geçirmenin çok yaygın bir nedenidir. Üstelik, diğer felç nedenlerine göre ağır sakatlık bırakma ihtimali de daha fazladır. Bu nedenle, AF tanısı alan çoğu hastaya kanın pıhtılaşmasını engelleyen ilaçlardan biri verilir. Bunlara tıp dışı kişiler arasında “kan sulandırıcı ilaç” denilmektedir. Tıptaki adı “oral anticoagulan”dır ve iki ana türü bulunur: Varfarin (Coumadin/Kumadin veya Warfmadin) ve NOAK’lar. NOAK’ların da dört tipi bulunur: Dabigatran (Pradaxa), rivaroxaban (Xarelto vb.), apixaban (Eliquis vb.), ve edoxaban (Lixiana vb.). Bu ilaçlar, bacak toplardamarlarında pıhtı oluşması (derin ven trombozu; DVT) ve akciğer atardamarına pıhtı atması (pulmoner emboli) durumlarında da kullanılırlar. Varfarin adlı ilaç ayrıca mekanik yapay kapağı olanlarda kapağın pıhtı kapmaması için de kullanılır. Aspirin (Coraspin, Ecopirin vb.), klopidogrel (Plavix vb.), prasugrel (Effient vb.) ve ticagrelor (Brilinta vb.) adlı ilaçlar da kan sulandırıcı olarak bilinirler. Ama, bunlar farklı türde (antiplatelet) kan sulandırıcı ilaçlardır; AF’de değil, damar tıkanıklığı nedeniyle stent takılmış veya bypass ameliyatı olmuş hastalarda kullanılırlar ve başka bir yazının konusudurlar.

Kan sulandırıcı iğne nedir?

İğne şeklindeki antikoaguagulan ilaçlar (Clexan, Oksapar vb.), ağızdan tablet şeklinde ilaç kullanılamayan durumlarda ya da herhangi bir ameliyat öncesi ve sonrası kan sulandırıcı durumun ayarlanmasında tercih edilirler. Bu ilaçlar, antikoagulan ilaçların yerine kullanılabilirler; Coraspin ve Plavix gibi antiplatelet ilaçların yerine kullanılamazlar.

Kan sulandırıcı ilaçların yan etkileri nelerdir?

En önemli yan etkisi tahmin edileceği üzere kanamadır. Kanama nedeni; bazı hastalarda ilaç dozunun yüksek olmasıyken, bazılarında damar çatlağı gibi kanamaya eğilim yaratan başka bir sorunun olmasıdır. Bazılarında ise diğer nadir nedenlerden dolayı kanama olur. Kanama; hafif veya ciddi, dış ya da iç kanama şeklinde olabilir. Önemli kanama türlerinden en sık görülenleri mide ve beyin kanamalarıdır. Bu kanamaların olma olasılığı herkeste farklıdır, ama ortalamada hastaların %2’sinde görülür. Diğer sık görülen yan etkiler; alerji, sarılık, hazımsızlık, mide ağrısı, bulantı, kusma ve baş dönmesidir. Kanama riskinden çekinip ilacı kullanmamak %2’den çok daha fazla olasılıkla pıhtı oluşması ve bu nedenle felç gibi sorunlara daha fazla maruz kalmak anlamına gelebilir.

Kan sulandırıcı ilaç kullananlar nelere dikkat etmelidir?

  • Kanama olduğunda ne yapılması gerektiği bilinmelidir (örneğin, kanayan yere basıp kanamayı engelleme).
  • Diş çekimi dahil kanamayla ilişkili herhangi bir işlem veya ameliyattan önce ilgili doktor bilgilendirilmelidir.
  • Ciddi travmaya neden olabilecek futbol, basketbol, boks gibi temaslı sporlardan ve aktivitelerden kaçınılmalıdır.
  • Yere düşme olasılığını düşünerek hareket halindeyken dikkatli olunmalıdır (örneğin, eller cepte yürümeme).
  • Bahçe işleri gibi bazı işlerle uğraşırken deri eldiven giyilmelidir.
  • Tıraş bıçağı yerine elektrikli tıraş makinesi tercih edilmelidir.
  • Bunlara benzer şekilde, hayatta karşımıza çıkabilecek kanama riski taşıyan eylemlere dikkat edilmelidir.

Kanamaya dair belirti ve bulgular nelerdir?

  • Direkt kanamanın görülmesi (diş eti kanaması, burun kanaması vb.)
  • Deride kendiliğinden morarmalar oluşması
  • İdrarın kırmızı ya da daha koyu renkte olması
  • Dışkının zift gibi siyah ve yapışkan olması
  • Öksürünce kanlı balgam çıkarma
  • Kırmızı ya da kahverengi renkte kusma
  • Ciddi ve dirençli baş ağrısı veya baş dönmesi
  • Ani gelişen ağrılar veya şişlikler

Kanama durumunda ne yapılmalıdır?

Kanama bası uygulanabilecek bir yerde ise temiz ve kuru bir bez ile elle basılarak durdurulmalıdır. Hasta hemen doktorunu bilgilendirmeli, acile gitmekten çekinmemelidir.

INR nedir, ne zaman yapılır?

INR, kanın ne kadar geç pıhtılaştığını gösteren bir testtir. Ne kadar yüksekse kanın pıhtılaşması o kadar uzun sürer. Ancak, sadece varfarine (Coumadin/Kumadin veya Warfmadin) özel bir testtir. NOAK’lar dahil diğer hiçbir kan sulandırıcı ilaçla ilgisi yoktur.

Diş çekimi ya da implant öncesinde kan sulandırıcı ilaçları kesmeli miyim?

Diş çekimi ve implant dahil tüm diş işlemleri kan sulandırıcı ilaçlar kesilmeden yapılmalıdır. Kanama süresi uzayacaktır, ama bu, kalpte pıhtı oluşmasından daha kötü değildir. Uzun tampon (bası) yapma veya dikiş atmayla kanama kontrol altına alınabilir. Ancak, varfarin kullananlarda INR gereksiz yere çok yüksek olmamalıdır; bu durumda INR değerinin alt sınıra yakın olması, ama yine de normal değer aralığında olması tercih edilir. Diş çekimi ve kan sulandırıcı ilaçlarla ilgili daha fazla detay için ilgili yazımızı okuyabilirsiniz.

Kan sulandırıcı ilaçlar başka ilaçlarla etkileşir mi?

Herhangi bir doktor herhangi bir nedenle başka bir ilaç başlayacaksa hasta kan sulandırıcı ilaç kullandığını doktoruna bildirmelidir. Çünkü, bazı ilaçlar kan sulandırıcı ilaçlarla etkileşir; birbirlerinin etkilerini ya azaltırlar ya da artırırlar. Bu da pıhtı ya da kanamayla sonuçlanabilir. Özellikle, antibiyotikler ve ağrı kesiciler önemlidir. Ağrı kesici kullanılacaksa parasetamol içerenler (Parol, Panadol vb.) tercih edilmelidir. Özellikle, NSAII olarak bilinen diğer çoğu ağrı kesici ilaç (Apranax, Majezik, Arveles vb.) mide dokusunu zayıflatarak kan sulandırıcı ilaçlara bağlı mide kanama riskini artırırlar ve kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalara mecbur kalmadıkça önerilmezler.

Kan sulandırıcı özelliği olan besinler sık tüketilirse kan sulandırıcı ilaç kullanmaya gerek var mı?

Hiçbir besin kan sulandırıcı ilaç yerine kullanılmamalıdır. Hem etkileri güçlü değildir hem de kontrol edilebilir değildir. Kan sulandırıcı ilaçlarla etkileşip kanama riskini de artırabilirler.

Yeşil yapraklı yiyecekler kan sulandırıcı ilaç kullananlara yasak mıdır?

Yeşil yapraklı yiyeceklerde (marul, ıspanak vb.) bulunan K vitamini sadece varfarin (Kumadin/Warfmadin) denilen ilacın etkisini azaltır. Çünkü, varfarin K vitamini üzerinden etkisini gösterir. Ama, bu, yeşil yapraklı besinlerin yasak olduğu anlamına gelmez. Çünkü, bitkiler içerdikleri diğer vitaminler sayesinde sağlıklı bir yaşam tarzı için gereklidirler. Önemli olan varfarinle etkileşim olsa da bu besinleri düzenli bir şekilde ve belli miktarda tüketerek ilaç etkileşiminin de düzenli olmasını sağlamaktır. Diğer kan sulandırıcı ilaçların [dabigatran (Pradaxa), rivaroxaban (Xarelto), apixaban (Eliquis), ve edoxaban (Lixiana] yeşil yapraklı yiyeceklerle etkileşimi bulunmamaktadır. 

Kan sulandırıcı ilaca bağlı ciddi bir kanama olması durumunda alternatif bir tedavi var mı?

Eğer, kanama düzeltilebilecek bir sorundan kaynaklanmışsa o zaman o sorun çözülür ve bir daha kanama olması engellenmiş olur. Örneğin, burundaki genişlemiş kılcal damarlar yakılabilir veya bağırsaktaki polipler endoskop ile alınabilir. Böylece, tedavi sağlanabilir ve ilaç tekrar güvenle başlanabilir. Ama, bazen kanamanın nedeni ya net değildir ya da çözülebilecek gibi değildir. Bu durumda, hasta da doktor da kan sulandırıcı ilacı “tekrar kanama olabilir” çekincesiyle yeniden başlamak istemez. Ama, bu sefer de kalp içinde pıhtı oluşma riski doğar. Günümüzde, bu ikilemdeki hastalara LAA kapatma işlemi önerilmektedir. Bu teknoloji sayesinde, çoğunlukla, hasta hem kan sulandırıcı ilaca bağlı kanama riskinden kurtulur, hem de kalp içinde pıhtı oluşması engellenmiş olur.