Vakalarımızdan Bir Örnek:
Felç geçiren birinde (geçici ya da kalıcı; hafif ya da ciddi) şah damarı darlığı ve kalpte ritim bozukluğu gibi diğer tüm felç nedenleri araştırılır. Hastada bu nedenlerin hiçbiri söz konusu değilse ama kalpte PFO denilen delik mevcutsa felç nedeninin muhtemelen bu delikten kaçıp beyne giden pıhtılar olduğu varsayılır ve PFO kapatma işlemi uygulanır. Bu videoda, 51 yaşındaki bir hastamızın kalbindeki deliği şemsiye benzeri bir cihaz kullanarak ameliyatsız yöntemle nasıl kapattığımızı özetliyoruz.
PDA KAPATMA
Vakalarımızdan Bir Örnek:
Kalpten çıkan iki ana damar arasında bulunan PDA adı verilen bağlantı (tünel) normalde genellikle doğumdan kısa bir süre sonra kapanması gerekirken bazı insanlarda kapanmaz; açık kalır. Bu videoda, çabuk yorulma şikayeti olan 18 yaşındaki bir hastamızın bu patolojik damar bağlantısını tıpa benzeri bir cihaz kullanarak ameliyatsız yöntemle nasıl kapattığımızı özetliyoruz.
- ASD kapatma: ASD denilen delikten kaçan kan nedeniyle kalbi büyümüş hastalara uygulanır.
- PFO kapatma: Felç geçiren birinde (geçici ya da kalıcı; hafif ya da ciddi) şah damarı darlığı ve kalpte ritim bozukluğu gibi diğer tüm felç nedenleri araştırılır. Hastada bu nedenlerin hiçbiri söz konusu değilse ama kalpte PFO denilen delik mevcutsa felç nedeninin muhtemelen bu delikten kaçıp beyne giden pıhtılar olduğu varsayılır ve PFO kapatma işlemi uygulanır.
PDA kapatma: Patolojik damar bağlantısından kaçan kan nedeniyle kalbi büyümüş hastalara uygulanır.
Genel olarak başarı oranı >%95’tir.
Her girişimsel işlem gibi bu işlemlerin de riskleri bulunmaktadır. Ama bunlar çok nadiren gerçekleşir. Cihazın yerinden çıkması ve cihaz üzerinde pıhtı oluşması gibi önemli komplikasyonlar her 100 kişiden 1’inde; ölüm ise her 1000 kişiden 1’inde meydana gelir.
Kaygılanmakta haklı olabilirsiniz, ama unutmayın:
- Bu komplikasyonlar çok nadir gelişir.
- Önemli olan işlemin gerçekten gerekli olup olmadığıdır. Eğer güncel bilimsel verilere ve kılavuzlara uygun bir şekilde karar verilmişse bu işlemden kaçınmak aslında kendinizi daha önemli risklere (ASD’de ve PDA’da kalp yetersizliği, PFO’da felç) çok daha fazla maruz bırakacağınız anlamına gelir.
Kan tahlili: Kansızlık, böbrek yetersizliği ve enfeksiyon gibi diğer hastalıkların kontrolü için.
EKG: Kalpte ritim bozukluğu olup olmadığının anlaşılması için.
Yüzeyel EKO (Kalp ultrasonu): Deliğin/bağlantının varlığının kesinleştirilmesi ve ilave başka bir kalp hastalığının olup olmadığının belirlenmesi için.
Yemek borusu yoluyla yapılan EKO: Deliğin/bağlantının varlığının kesinleştirilmesi, kapatmaya anatomik olarak uygun olup olmadığının anlaşılması ve ilave başka bir kalp hastalığının olup olmadığının belirlenmesi için.
Bilgisayarlı tomografi: İşlemde hangi tip bir cihazın kullanılmasının ve hangi tekniğin uygulanmasının daha uygun olacağını planlamak için.
Genellikle 1 saat. Ancak, deliğin/bağlantının anatomik özelliklerine göre bu süre daha kısa ya da uzun olabilir.
Hayır. Kalp çalışırken yapılır.
ASD/PFO: İşlem ya sedasyon altında ya da genel anestezi altında yapılır. Fark şu: Genel anestezide hastanın solunum yoluna tüp takılır ve hastaya havayı solunum cihazı verir; sedasyonda ise solunum tüpü takılmaz, solunum cihazına bağlanılmaz, hasta sadece uyutulur, solunumunu kendi yapar. Her iki teknikte de hastanın işlem boyunca ağrı hissetmesini engelleyen ilaçlar verilir. Mümkünse genel anestezi tervih edilir. Bu sayede, işlem boyunca doktora yol gösteren ve yemek borusu yolyla yapılan endoskopik EKO (TEE) hastayı rahatsız etmemiş olur.
PDA: Damar giriş yeri uyuşturulur ve hasta işlem boyunca uyanık kalır. Stresin giderilmesi için rahatlatıcı ilaçlar verilebilir.
Çoğu hasta bir gece kalır, ertesi gün taburcu olur.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çoğunlukla Abbott, Occlutech ve Lifetech Scientific firmalarının ürettiği cihazlar kullanılır. Üçü de kalitelidir ve birinin diğerine bilinen önemli bir üstünlüğü yoktur.
Hayır. Yerinden sonradan oynamış olduğu anlaşılan vakalar literatürde bildirilmiş olsa da bu çok nadir bir durumdur.
Evet. Cihazı geri çıkarmak söz konusu değildir. Ama bunun size hiçbir zararı yoktur.
ASD/PFO: Genellikle ilk 2 ila 3 ay iki ayrı kan sulandırıcı ilaç beraber kullanılır. Bunlardan biri düşük doz Aspirin (Coraspin veya Ecopirin), diğeri ise etken maddesi klopidogrel olan başka bir ilaçtır. 2-3. aydan sonra bu ilaçlardan sadece bir tanesi kullanılır. ASD için 6. aydan sonra artık hiç kan sulandırıcı ilaç kullanılmaz. PFO için ise nöroloji doktorunun önerisine göre aynı veya farklı bir kan sulandırıcı ilaç ömür boyu kullanılmaya devam edilir.
PDA: Genellikle ilk 3-6 ay düşük doz Aspirin kullanılır.