ASD Nedir?
ASD Nedir? Kalbin dört tane odası vardır. İki oda solda, iki oda sağda bulunur. Sağda vücut tarafından oksijeni kullanılmış kan; solda ise vücuda gönderilecek olan, oksijeni bol kan bulunur. Sol ve sağ tarafın kanları normalde birbirine karışmaz; çünkü, solu sağdan ayıran bölmeler (duvarlar) bunu engeller. Bazı insanlarda bu bölmelerin değişik yerlerinde anne karnında kalp oluşurken bazı gelişimsel sorunlar olur ve bu duvarlar tam oluşmaz. Anormal bir şekilde dokuda delik kalır. Bu deliklerden en sık görülenlerden biri sağ ve sol kulakçıklar arasındaki duvarda olur. Buna tıp dilinde ASD (atriyal septal defekt) adı verilir. Türkçesi; “kulakçıklar arasındaki bölmedeki eksiklik”tir. ASD Nedir, Kalp deliği nedir, Atriyal Septal Defekt nedir, asd ne demek, asd ameliyatı

ASD kalbi nasıl etkiler?
ASD kalbi nasıl etkiler? ASD denilen delik, bir miktar kanın yanlış yere (sol kulakçıktan sağ kulakçığa) kaçmasına neden olur. Kaçak nedeniyle kalbin sağ tarafı, alması gerektiğinden daha fazla kan aldığı için kalbin sağ tarafının iş yükü artar. Zamanla, bu ilave kan hacmi yüzünden kalbin sağ tarafı genişler. Bu, akciğerlerde basınç artışına ve sonuçta kalbin çalışmasının bozulmasına neden olur. Kalp ve akciğerler üzerinde bu etkilerin oluşması; deliğin büyüklüğü ile yakından ilişkilidir. ASD ne kadar büyükse sorunlara neden olma ve tedaviye ihtiyaç duyma olasılığı da o kadar fazladır. ASD Nedir, Kalp deliği nedir, Atriyal Septal Defekt nedir, asd ne demek, asd ameliyatı
ASD belirtileri nelerdir?
ASD belirtileri nelerdir? ASD doğumdan itibaren var olsa da birçok insanda yetişkinliğe kadar belirtiler (semptomlar) görülmez. Küçük delikler kalbi veya akciğerleri zorlamadıkları için hiçbir soruna yol açmayabilir. Bazen 40-50 yaşına kadar fark edilemeyebilir. Fark edildiklerinde en sık çabuk yorulma ve nefes darlığı olur. Bebeklerde ise iştahsızlık, beslenme zorluğu ve büyüme geriliği söz konusu olabilir.
- Akciğer sorunları: Sol taraftan sağ tarafa geçen kaçak kan akciğerlere pompalanır. Akciğerlerdeki artan kan akışı çeşitli problemleri yaratır. Bunlar arasında zatürre gibi tekrarlayan enfeksiyonlar vardır.
- Akciğer damarında kan basıncının artması: Sol taraftan sağ tarafa geçen kaçak kanın yaptığı basınçtır.
- İnme (felç): Bazen bacaklarda başka nedenlerden dolayı pıhtılar oluşursa ve bu pıhtı yerinden kopup toplardamarlarla kalbe gelip bu delikten geçip sol kulakçığa geçerse buradan kalbin pompalamasıyla beyni besleyen bir damara gidebilir. Beynin bir yerinde sıkışıp kalabilir ve o kısma giden kan akışını engelleyerek felce neden olabilir.
- Kalp yetersizliği (yetmezliği): Kalbin sağ tarafı, kendisine gelen normalden fazla miktardaki kanı pompalamak zorunda kaldığından zamanla yorulup güçsüzleşebilir ve sonuçta kalp yetersizliği (pompa gücü azalması) gelişebilir. Akciğerlerde sık sık enfeksiyon (zatürre) olabilir.
- Kalp ritminde bozulma: Patolojik olarak büyüyen kalp dokuları elektriksel dengesini korumakta zorlanabilir. Anormal odaklardan gereksiz uyarılar çıkabilir.
- Kalp kapaklarında kaçak: Kalbin büyüdüğünde kapakların bağlandığı dokular da birbirinden uzaklaşır. Kapakları oluşturan parçalar da birbirinden uzaklaşacağından kapaklar olması gerektiği şekilde kapanamayabilirler. ASD Nedir, Kalp deliği nedir, Atriyal Septal Defekt nedir, asd ne demek, asd ameliyatı
ASD neden olur? ASD Risk faktörleri nelerdir?
ASD neden olur? ASD Risk faktörleri nelerdir? ASD’nin kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. ASD, bebek henüz anne karnındayken kalp gelişimi sırasında ortaya çıkan yapısal bir sorundur. Genellikle doğumdan önce meydana gelen genetik değişiklikler neden olur. Hamileyken; alkol, sigara, kızamıkçık gibi enfeksiyonlar, madde kullanımı (kokain vb.), diyabet (şeker hastalığı) ve bazı diğer hastalıklar ve bazı ilaçlar bu genetik sorunları tetikliyor olabilir. ASD Nedir, Kalp deliği nedir, Atriyal Septal Defekt nedir, asd ne demek, asd ameliyatı
ASD nasıl teşhis edilir?
Elektrokardiyografi (EKG) : Kalbin elektriksel aktivitesini gösterir. Ritim bozukluklarını saptar.
Göğüs röntgeni: Sağ kulakçık ve sağ karıncığın büyüklüğünü gösterir.
Ekokardiyografi (EKO; kalp ultrasonu) : ASD tanısındaki temel tetkiktir. Ses dalgaları ile kalbin filmini çeker. Delik ve içinden kaçan kan direkt görülebilir.
Endoskopik EKO (TEE) : Yemek borusu kalple komşudur. Ucunda görüntü elde edilmesini sağlayan mekanizma olan bir kablo yardımıyla yemek borusu içinden kalbin filmi çekilir. Deliğin büyüklüğü, şekli ve yeri detaylı bir şekilde saptanır. Sıklıkla deliğin ameliyatsız yöntemle kapatılması sırasında doktorlara yol göstermede kullanılır.
Manyetik rezonans görüntüleme (Emar): Bu cihaz manyetik alan kullanılarak kalbin filmini çeker. EKO ile kesin tanı konulamadığı nadir durumlarda tercih edilebilir.
Bilgisayarlı tomografi (BT): Bu cihaz ise X-ışınlarını kullanılarak kalbin filmini çeker. EKO ile kesin tanı konulamadığı nadir durumlarda bu da tercih edilebilir. ASD Nedir, Kalp deliği nedir, Atriyal Septal Defekt nedir, asd ne demek, asd ameliyatı
ASD nasıl tedavi edilir?
ASD tedavisi, deliğin büyüklüğüne ve başka kalp hastalıklarının da ilaveten olup olmadığına bağlıdır. Birçok delik çocukluk döneminde kendiliğinden kapanır. Kapanmayanlardan bazılarına ise yine de tedavi gerekmez. Doktorlar deliğin kendi kendine kapanıp kapanmadığını saptamak için hastayı düzenli olarak kontrollere çağırır. Takip edilen ASD’lerin çoğuna günün birinde müdahale etmek gerekir. Müdahale ise ameliyatla veya ameliyatsız yöntemlerle yapılabilir:
Kalp ameliyatı ile kapatma: Bu işlemi cerrahlar yapar. Ameliyatta; önce göğüste küçük bir kesi yapılır ve kalbe ulaşılır. Kalpte de bir kesi sonrası deliği kapatmak için yama kullanır. Yama için ya kumaş benzeri bir yapı ya da hastanın kalp zarı kullanılır. Ameliyat; hastanın kalbi durdurularak ve bu süreçte kalp-akciğer pompası kullanılarak yapılabilir. Nadiren robot yardımıyla da (robotik cerrahi) yapılabilir.

Ameliyatsız yöntemle kapatma: Bu işlemi cerrahlar değil; girişimsel kardiyologlar veya çocuk kardiyologları yapar. Yetişkin girişimsel kardiyologlar sadece 18 yaşını geçenlere işlem yapabilir; çocuklara sadece çocuk kardiyologları işlem yapar. İnce, esnek ve uzun bir boru (kateter) kasık (bacak) damarı yoluyla kalbe gönderilir. Kateter içinde sıkıştırılmış halde bulunan şemsiye benzeri kapatma cihazı ile delik kapatılır. Teknik olarak uygunsa bu yöntem ilk tercihtir. Uygun olmayanlarda (örneğin; çok büyük delikler, kalp kapakları gibi komşu yapılara çok yakın olan delikler veya ilave başka kalp sorunlarıyla beraber olan delikler vb.) mecburen tek seçenek ameliyattır.SD Nedir, Kalp deliği nedir, Atriyal Septal Defekt nedir, asd ne demek, asd ameliyatı

ASD’nin değişik tipleri bulunur. Bu tipler kalpte bulundukları yerlere göre isimlendirilmişlerdir. Aşağıdaki şekildeki delik tiplerinden en sık görüleni B harfi ile gösterilen tiptir (Tıbbi adı: Ostium secundum tipi ASD). Ameliyatsız yöntemle sadece bu tip ASD’ler kapatılabilir (Bu tip deliği olan her 10 kişiden 9’unun deliği ameliyatsız kapatılabilir). Diğer tipler ise şemşiye benzeri cihazın komşu yapılara bası yapma potansiyeli nedeniyle ameliyatsız yöntemle kapatılamazlar. Ancak, B tipi toplumda açık ara en sık görülen tip olduğundan vakaların çoğu ameliyatsız yöntemle kapatılabilmektedir.SD Nedir, Kalp deliği nedir, Atriyal Septal Defekt nedir, asd ne demek, asd ameliyatı

İlaçlar: İlaçlar deliği kapatmaz, ancak şikayetleri azaltmaya yardımcı olabilirler. Bunlar; kalp atım hızını (nabzı) kontrol eden veya vücuttan fazla suyu atan ilaçlar olabilir.
Atriyal septal defekti olan biri ne kadar yaşar?
Araştırmalar, çok geç kalmadan yapılan ASD kapatma işlemlerinden sonra ömrün normal insanlara yakın olduğunu göstermektedir. Ancak geç kalanlarda, yani genellikle 40 yaşından sonra kapatılanlarda ömür kısmen daha kısadır. Çünkü, delik kapatılana kadar geçen sürede yıllar içinde artık düzelemeyecek (geri dönüşümsüz) aşamaya geçilmiş olabilir. Bu durumda, kalıcı kalp büyümesi (kalp yetersizliği) ve akciğer atardamarında ciddi derecede yüksek kan basıncı gelişmiş olabilir.ASD Nedir, Kalp deliği nedir, Atriyal Septal Defekt nedir, asd ne demek, asd ameliyatı
PATENT FORAMEN OVALE (PFO)
PFO nedir?
Patent foramen ovale (PFO), kalbin iki üst odası, yani sağ ve sol kulakçıkları arasında bulunan küçük bir açıklıktır. Normalde, ince bir zar bu odaları ayırır. Aralarında kan geçişi olmaz. Herkesin anne karnındayken foramen ovale adı verilen bu açıklığı vardır. Bu, bebeğin anne karnındaki kan dolaşımının normal bir parçasıdır. Çoğu insanda bu doğumdan sonra doğal olarak kapanır. Ama, bazı insanlarda (tüm insanların dörtte biri) kapanmaz. Foramen ovale kapanmadığında buna “patent foramen ovale” denir. “Patent”, “açık” anlamına gelir.
ASD ile PFO arasındaki fark nedir?
ASD ile PFO arasındaki fark nedir? Bunların her ikisi de kulakçıklar arasındaki bölmede olan delik türleridir. Ancak, ASD doğuştan gelen bir kalp kusurudur. Duvarı oluşturan dokunun patolojik bir şekilde kısmen oluşamaması sonucunda meydana gelir. Böylece bebek, kalbinde bir delik ile doğar. PFO ise bir kalp oluşum kusuru değildir. Yani, eksik olan bir doku söz konusu değildir. Her insanda anne karnındayken PFO denilen açıklık zaten vardır; olmak zorundadır. Ama, çoğu insanda doğumdan sonra kapanır. Bazı insanlarda (dünyada her dört kişiden birinde) ise açık kalmaya devam eder. “Delik” yerine “açıklık” ifadesini kullanmak daha doğrudur. Varlığı hastalık olarak kabul edilmez. Başka yerde oluşup kalbe gelen bir pıhtının kalbin sol tarafına geçmesine izin verdiği ve pompalama sonucu pıhtının beyne kaçıp felçle sonuçlanmasıyla ilişkili olması nedeniyle tıbbi önemi olabilir. Ancak, bu olasılık son derece nadirdir. Yani, felç veya bazı birkaç tablo var olmadıkça PFO saptanmış olmasının -tek başına- bir önemi yoktur.
ASD Nedir, Kalp deliği nedir, Atriyal Septal Defekt nedir, asd ne demek, asd ameliyatı
PFO kalbi nasıl etkiler ?
PFO genellikle sorun yaratmaz. Ancak PFO’su olan bir kişinin bacaklarında bir nedenle pıhtı oluşursa bu pıhtı kan damarları yoluyla kalbe gelip bu açıklıktan kalbin sol tarafına geçebilir. Kalp de bu pıhtıyı vücuda kanla beraber pompalayabilir. Pıhtı beyne giderse beynin kan akışını kesebilir. Bu felce (inme) neden olabilir.
PFO ne sıklıkta görülür?
PFO yetişkinlerde her dört kişiden birinde görülür. Çoğu insan, PFO’su olduğunu bilmez. PFO genellikle başka amaçla yapılan testler sırasında tesadüfen teşhis edilir.
PFO neden olur?
Yapılan çalışmalar sonucunda PFO’ya neyin sebep olduğunu net bilinmemektedir.
PFO belirti verir mi?
Çoğu insanda doğrudan PFO’dan kaynaklanan herhangi bir belirti veya bulgu olmayacaktır. Ama, çok nadiren şunlara neden olabilir: Felç, kalp krizi, kan oksijen düşüklüğü…
PFO nasıl teşhis edilir?
PFO, genellikle başka şeyler için yapılan testlerde tesadüfen teşhis edilir. PFO’dan şüphelenilirse ek bazı testler istenebilir:
EKO (Kalp ultrasonu): Ekokardiyografi (EKO; kalp ultrasonu): Ses dalgaları ile kalbin filmini çeker. Delik ve içinden kaçan kan direkt görülemeyebilir. Bu durumda damardan su içinde kabarcıklar oluşturularak bu kabarcıkların PFO’dan geçip geçmediği değerlendirilir (Kontrast EKO olarak adlandırılır).
Transözofageal ekokardiyogram (TEE): Endoskopik EKO (TEE): Yemek borusu kalple komşudur. Ucunda görüntü elde edilmesini sağlayan mekanizma olan bir kablo yardımıyla yemek borusu içinden kalbin filmi çekilir. Deliğin büyüklüğü, şekli ve yeri detaylı bir şekilde saptanır. Sıklıkla deliğin ameliyatsız yöntemle kapatılması sırasında doktorlara yol göstermede kullanılır. TEE, PFO tanısındaki en önemli tetkiktir.
PFO’nun komplikasyonları nelerdir?
İnme ve TIA (geçici iskemik atak), PFO ‘nun olası en önemli komplikasyonudur. PFO ‘su olan kişilerin felç geçirme olasılığı PFO ‘su olmayanlara göre biraz daha fazladır. Ama, neticede PFO’nun felce neden olma olasılığı son derecede düşüktür (Her PFO’lu insan felç geçirseydi dünyadaki her dört kişiden birinin felç geçirmesi gerekirdi). Genç insanlardaki felçlerin nedeninin PFO olma ihtimali daha fazladır. Çünkü bu insanlar, yaşlılardaki gibi inme için çok fazla risk faktörüne sahip değillerdir. İnme şu şikayetlere neden olabilir:
- Bilinç bulanıklığı
- Yer, zaman ve kişilere dair koordinasyon kaybı
- Şiddetli baş ağrısı
- Kol ve bacaklarda uyuşma
- Görme problemi
İnmelerin çoğu PFO’ dan kaynaklanmaz. PFO’ su olan ve felç geçirmiş insanlar bile genellikle başka nedenlerle felç geçirirler.
PFO, inme dışında başka komplikasyonlara da neden olabilir;
- Migren,
- Vasküler tip baş ağrısı
- Tüplü dalgıçlarda hava embolisi
- Kalp krizi
- Beyin dışındaki organları da etkileyebilen pıhtılar
PFO için tedavi gerekir mi?
PFO’su olan çoğu kişi için tedaviye gerek yoktur. Çünkü, PFO’nun kendisi bizzat hastalık olarak kabul edilmez. Başka nedenlerle kişiye EKO yapıldığında tesadüfen PFO bulunmuş olabilir. Bu kişilerde PFO’yu kapatmak için bir işlem yapmaya gerek yoktur.
PFO, gerektiğinde nasıl tedavi edilir?
İlaçlar: Felç geçiren birinde diğer tüm felç geçirme nedenleri araştırılmış ancak var olmadıkları anlaşılmışsa o zaman bu felcin nedeninin PFO olmuş olma olasılığı doğar. Bu durumda tekrar pıhtılaşma riski olmaması adına kan sulandırıcı ilaçlar verilebilir.
Cihaz ile ameliyatsız kapatma: Bu işlem teknik olarak ASD kapatma işlemine çok benzer. Girişimsel kardiyologlar tarafından yapılır. İnce, esnek ve uzun bir boru (kateter) kasık (bacak) damarı yoluyla kalbe gönderilir. Kateter içinde sıkıştırılmış halde bulunan şemsiye benzeri kapatma cihazı ile PFO kapatılır. İşleme dair komplikasyonlar çok nadirdir. PFO kapatmada ameliyat tercih edilmez. Yapılan son çalışmalar ,PFO’nun kapatılmasının nedeni açıklanamayan, felç geçirmiş PFO’lu kişilerde gelecekteki ilave felçleri önlemeye yardımcı olabileceğini göstermektedir.
PFO’su olan kişiler nelere dikkat etmelidir?
Dalgıçlık PFO’da özel bir risk taşır. Ama, dalgıçlığın kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalındığında PFO dalgıçlık yapmaya engel değildir. Sadece, dikkat edilmediğinde damar içinde oluşan hava kabarcıklarının PFO’dan geçip pıhtı benzeri mekanizmayla sorunlara yol açması söz konusu olabilir.
“Bende tesadüfen PFO saptandı. Tedavi olmak için felç geçirmeyi mi beklemeliyim? Bu paradoks değil mi?”
Dünya nüfusunun dörtte birinde zaten PFO var. PFO’nun felce neden olması ise son derece nadirdir. Oysa, tesadüfen PFO’su saptanan herkese kan sulandırıcı başlanmasında beyin veya mide kanaması riski, hiçbir şey yapılmadığındaki felç riskinden çok daha yüksektir. Cihazla tüm PFO’lu insanların PFO’ları kapatıldığında ise işleme dair komplikasyon riski, yine hiçbir şey yapılmadığındaki felç riskinden çok daha yüksektir. Bu nedenle, tıpta, her işlemde olduğu gibi işlem yapılması kar-zarar dengesi gözetilerek verilir.