Hipertansiyon; Kan, içinde bulunduğu damar duvarına belli bir miktar basınç uygular. Bu basınç, kanın akışı için gerekli itici gücü sağlar. Kalp; kanı pompalamak için kasıldığında basınç arttığından damar genişliği artar, kalp gevşediğinde ise damar genişliği azalır ve eski haline gelir. İşte, yüksek kan basıncı ya da tıp dilindeki adıyla hipertansiyon, damar duvarına uygulanan bu basıncın normalden fazla olmasına verilen isimdir.

Kan basıncını ifade etmek için iki sayı kullanılır: İlk sayı, ikinci sayıdan her zaman büyüktür, bu nedenle büyük tansiyon (sistolik kan basıncı) olarak adlandırılır. Bu, geçici olarak damar basıncının arttığı, kalbin kanı pompaladığı zamanki değerdir. İkinci sayı, kalbin gevşediği zamanki değerdir ve küçük tansiyon (diyastolik kan basıncı) olarak adlandırılır; damar içindeki bazal basıncı gösterir. Teknik açıdan, örneğin, 120/80 mmHg olarak söylenir, ama günlük kullanımda kısaltılarak 12’ye 8 olarak da ifade edilebilir.

Büyük tansiyon 14’ten veya küçük tansiyon 9’dan büyükse hipertansiyon anlamına gelir. Hipertansiyonda; sadece büyük tansiyon, sadece küçük tansiyon veya her ikisi birden yüksek olabilir. Bu arada, hipertansiyon sınırını 14/9 değil de 13/8 olarak kabul eden kaynaklar da bulunmaktadır. Yani, sınır değerler tıp camiasında tartışmalıdır.

Hipertansiyon; bazı insanlarda böbrek damarı darlığı, hormon bozukluğu ve ağır stres gibi nedenler yüzünden ortaya çıkar. Ama, çoğu insanda tam olarak hangi sebeple meydana geldiği net değildir. Genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle oluştuğu düşünülmektedir.

Hipertansiyonda; ya damar belli kimyasal aktif maddeler yüzünden büzülür ve damar, içindeki kanı sıkıştırdığı için basınç artar ya da damar normal genişlikte olsa bile damar içindeki kan hacmi fazla olduğundan basınç artar. Genellikle, bu iki mekanizma beraber işler.

Hipertansiyon, eğer kontrol altına alınmazsa, yıllar içinde organlar yüksek kan basınca maruz kalmanın zararlarını görürler. Örneğin; kalp, kanı gönderebilmek adına önündeki yüksek basıncı yenebilmek için adeta kas yapar ve duvarları kalınlaşır. Başlangıçta işe yarayan bu adaptasyon maalesef uzun dönemde kalbi sertleştirir, gevşemesini bozar ve kanla dolabilecek sol karıncık hacmi azalır. Hatta, en ileri safhada artık kalp yorulur, zayıflar ve büyümeye başlar; sonuçta kalp yetersizliği gelişir.

Hipertansiyon ayrıca, damarları zorlayarak duvarlarında yağ birikmesine zemin hazırlar. Bu nedenle hipertansiyon damar darlığı için önemli bir risk etkenidir. Darlık sadece kalpte değil, başta bacaklar olmak üzere her yerde olabilir.

Ayrıca, damarda ani çatlamalara neden olup tıkanıklık da gelişebilir. Bu kalpteyse kalp krizi, beyindeyse felçle sonuçlanabilir.

Hipertansiyon beyinde ayrıca, damar anevrizması, yani balonlaşma oluşmasına ya da zaten varsa patlamasına neden olabilir. Bu, beyin kanamasının önemli bir nedenidir. Bu tarz bir balonlaşma aort damarında da olabilir. Bu da çok büyüdüğünde patlayabilir ve ölümcül olabilir.

Hipertansiyon, göz ve böbrek damarlarına hasar verip bu organların işlevlerini de bozabilir.

Özetle, her organ hipertansiyondan zarar görebilse de kalp, beyin, aort, göz ve böbrekler özellikle hassastır.

Ama, unutmayalım, bunlar hipertansiyon kontrol edilmezse oluşan komplikasyonlardır. Bu yüzden, normal tansiyonu sağlamak için temel olarak şunlar çok önem taşır:

Fiziksel hareket, kilo kontrolü, tuzu az kullanmak, sağlıklı beslenme, kolesterolün kontrolü, kan şekerinin kontrolü, sigaranın bırakılması ve stres yönetimi.

Bu yaşam tarzı değişiklikleri işe yaramazsa veya başlangıçta dahi çok yüksek tansiyon değerleri söz konusuysa tansiyon ilacı başlanır. İlaçlar yukarıda bahsi geçen sorunlu mekanizmaları çözerek tansiyonu normale getirirler. Yani, ya damarı büzen kimyasal maddelerin etkilerini engelleyip damarların geniş kalmasını sağlarlar ya da böbreklere etki ederek damar içindeki fazla sıvının idrarla atılmasını sağlarlar.

Tansiyonumun yükseldiğini nasıl anlayacağım?

Tansiyonumun yükseldiğini nasıl anlayacağım? Tansiyonunuzun yükselmesi durumunda baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk, göğüs ağrısı, nefes darlığı ve düzensiz kalp atışı gibi belirtiler gelişebilir. Ancak çoğu tansiyon hastasında aslında hiçbir belirti olmaz. Yani, şikayetinizin olmaması hipertansiyon olmadığı anlamına gelmez.

Ne zaman acil servise gitmeliyim?

Ne zaman acil servise gitmeliyim? Tansiyon yükselmişse ölçümde çıkan değerin kaç olduğu acil servise gitmenin temel kriteri değildir. Önemli olan o anda şikayetinizin olup olmamasıdır. Tansiyonunuz normal sınırı aşmışsa ve aynı zamanda şunlardan herhangi biri mevcutsa beklemeden acil servise gitmelisiniz:

  • Göğüs ağrısı,
  • Nefes darlığı,
  • Görme bozukluğu
  • Konuşma bozukluğu,
  • Şiddetli baş ağrısı,
  • Denge kaybı,
  • Kol veya bacaklarda uyuşma, duyu veya güç kaybı,
  • Bayılma.

Tansiyonumu sol koldan mı sağ koldan mı ölçmeliyim?

Tansiyonumu sol koldan mı sağ koldan mı ölçmeliyim? Hayatınızda ilk kez tansiyon ölçüyorsanız her iki koldan da ölçüm yapmalısınız. Kollardan birindeki ölçüm genellikle diğerinden hafifçe yüksek çıkar; bu normaldir. Hangi koldaki değer daha yüksekse artık hep o koldan ölçüm yapılır. Ancak, kollar arasında büyük tansiyonda 20 mmHg ’den fazla fark olması normal değildir (Örneğin; sol kol 155/75 mmHg, sağ kol 120/70 mmHg; yani 155-120 = 35). Bu örnekte, yüksek olan değer yani sol koldaki değer (155/75 mmHg) gerçek tansiyon olarak kabul edilir. Böyle durumlarda, sağ kolda darlık nedeniyle kan akımı azaldığı için sağ kol tansiyonu yanlışlıkla düşük çıkmış olabilir. Bu nedenle bu kişinin sağ kol damarında darlık olup olmadığı başta Doppler ultrason olmak üzere çeşitli görüntüleme testleriyle araştırılmalıdır.

Tansiyon ölçerken nelere dikkat etmeliyim?

  • Tansiyonu her gün yaklaşık aynı saatlerde ölçün.
  • Stresliyseniz, bir yeriniz ağrıyorsa veya tuvalet ihtiyacınız varsa tansiyonunuz geçici olarak yüksek çıkabilir. Bunlar geçince tansiyon ölçümünü tekrarlayın.
  • Ölçümden önce egzersiz yapmayın ve sigara içmeyin. Çay ve kahve gibi kafein içeren içecekleri de içmeyin.
  • Kolunuzu sıkan elbise varken ölçüm yapmayın.
  • Ölçümden önce 5 dakika dinlenin.
  • Sırtınızı yaslayarak rahatça oturun.
  • Tansiyon aletinin kolunuza sarılan manşonu kalbinizle aynı seviyede olacak şekilde kolunuzu sehpa gibi bir eşyanın üstüne serbestçe koyun.
  • Ölçüm yapılırken konuşmayın.
  • En az iki ölçüm yapın; bunların ortalamasını doğru kabul edin.
  • İkinci ölçümü hemen yapmayın, en az 1 dakika bekleyin. Tansiyon ölçerken nelere dikkat etmeliyim?
İçeriği Puanla