Anjiyo (Koroner Anjiyografi)

Vakalarımızdan Bir Örnek:

Anjiyo nedir? Anjiyo, anjiyografi kelimesinin kısaltmasıdır. Anjiyografi de tıp dilinde “damarların görüntülenmesi” anlamına gelir. Vücuttaki herhangi bir damarın anjiyosu yapılabilir. Bu bölümde anjiyo derken kastettiğimiz, kalp damarlarının görüntülenmesidir. Anjiyo ile, boya (kontrast madde) ve X-ışınları kullanarak kalp damarlarının hareketli filmi çekilir.

Anjiyo kimlere yapılır?

Anjiyo kimlere yapılır?  Kalp damarlarında darlık ya da tıkanıklık olup olmadığını anlamak için en sık şu kişilere yapılır:

  • Kalp damarında sorun olduğunu düşündüren göğüs ağrısı olanlara (örneğin; dinlenme esnasında değil de yürürken veya koşarken göğüste ağrı, yanma ya da baskı hissedenlere),
  • Ön inceleme testlerinde (EKG, EKO, efor testi veya sintigrafi) normal olmayan bazı bulguları olanlara,
  • Sanal anjiyo (BT anjiyo) görüntüleri net olmayanlara,
  • Kalp krizi geçirenlere,
  • Kalp yetersizliği bulunanlara,
  • Bazı ritim bozukluğu türlerine sahip hastalara. 

Anjiyo kimlere yapılmaz?

Anjiyonun kesinlikle yapılmamasının gerektiği tıbbi bir durum yoktur. Ancak, akli dengesi yerinde olmayan hastaların birinci derece yakınlarının izni olmadan, akli dengesi yerinde olan hastaların ise bizzat kendilerinin izinleri olmadığında yapılamaz. 

Bunun dışında anjiyoyu yapabilecek deneyimli operatör, hemşire, teknisyenin olmaması, laboratuvarda yeterli ekipmanın bulunmaması durumunda da girişim yapılmamalıdır. Şu durumlarda ise anjiyoyu ertelemek gerekebilir: 

  • Aktif enfeksiyonu olanlar,
  • Aktif kanaması olanlar,
  • Kanama ile ilgili hastalık öyküsü olanlar,
  • Böbrek yetersizliği olanlar,
  • Ciddi kansızlığı (anemi) olanlar,
  • İlaçlar ile kontrol altına alınamayan ciddi hipertansiyonu olanlar,
  • Girişim yeri olarak kasıktan anjiyonun uygun olduğu, fakat hastanın düz yatamadığı durumlar (Örneğin; bel fıtığı). Kimlere anjiyo yapılmaz?

Anjiyonun riskleri nelerdir?

Her girişimsel işlem gibi anjiyonun da riskleri vardır. Ciddi komplikasyonların her biri her 1000 kişiden 2’sinde gerçekleşir. Risk aslında kişiden kişiye değişir. Örneğin, kalp krizi tedavisi için  yapılan acil anjiyolar veya ek olarak başka organlarında da ciddi hastalığı olan hastalara yapılan anjiyolar, anjiyoyu en tecrübeli hekimler yapsa bile daha risklidir. Ama, anjiyo yapmamak, yani kalp damar darlığı ve olası tedavilerden kaçmak çok daha riskli olabilir. Bu nedenle, anjiyo yapmak yine de mantıklı olabilir. Bu risk-fayda dengesinin analizine göre anjiyo yapıp yapmamaya karar verilir.  Anjiyonun riskleri 

Anjiyo işleminde olası komplikasyonlar şunlardır:

  • Bacak ya da el bileği damarı hasarı: Giriş yerinde hafif morarma olması normaldir. Bacak (kasık) ya da el bileği damarında ciddi kanama veya tıkanıklık gelişebilir. Dolayısıyla, kan takviyesi ya da acil damar ameliyatı nadiren gerekebilir.
  • Kalpte ritim bozukluğu: Anjiyoda kendiliğinden geçen kısa süreli ritim bozuklukları sık görülür, ama önemi yoktur. Nadiren bilinci bozan, ilaç ya da elektroşok gerektiren acil durumlar gelişebilir.
  • Böbrek yetersizliği: Anjiyoda görüntü elde etmemizi sağlayan kontrast madde adı verilen boya ortalamada her 100 hastanın 5’inde böbrekleri bozabilir. Risk halihazırda böbrek sorunu olanlarda daha da fazladır. Örneğin, ileri evre böbrek yetersizliğinde risk 5 kat daha fazladır. Genellikle, damardan sıvı takviyesiyle tamamen düzelir. Nadiren geçici diyaliz gerekebilir. Kalıcı diyaliz gereksinimi son derece nadirdir.
  • Alerji: Kontrast boyaya bağlı nadiren alerji gelişebilir. Ciltte kaşıntılı kızarıklıklar oluşabilir, geçici bir durumdur. Çok nadiren alerjik reaksiyonlar solunumu engelleyecek kadar ciddi olur. Bu tarz durumlar için gerekli tüm ekipmalar anjiyo salonunda mevcuttur.
  • Kalp krizi: Hastanın damarları çok narinse kateter bu damarlara zarar verebilir. Bu riski önceden anlamak genellikle mümkün değildir. Bu, nadiren kalp krizine neden olabilir ve damarı açmak için hemen stent takmak gerekebilir. Çok nadiren, acil ameliyat gerekebilir.
  • Felç: Nadiren, kalbe ulaşmamızı sağlayan damarların narin bölgelerinden kateterin dokunmasıyla kopan küçük yağlar veya pıhtılar beyin damarlarına kaçabilir; geçici ya da kalıcı felç gelişebilir.
  • Kalp damarı çatlaması (diseksiyon) veya delinmesi (rüptür): Nadiren bu sorunlar gelişebilir. Çoğu durumda işlem esnasında yapılan acil müdahalelerle sorun çözülür. Çok nadiren, acil ameliyat gerekebilir.

Anjiyoda ölüm riski var mı?

Bir komplikasyon durumunda acil müdahaleler ile çoğunlukla sorun çözülür. Çok nadiren müdahaleler işe yaramayıp hasta hayatını kaybedebilir. Bu olasılık hekimin tecrübesiyle de ilişkilidir. Ortalama her 1000 anjiyodan 1’inde ölüm olur. 

Bu riskler beni kaygılandırdı, ne yapmalıyım?

Kaygılanmakta haklı olabilirsiniz, ama unutmayın: Bu komplikasyonlar çok nadir gelişir. Önemli olan anjiyonun gerçekten gerekli olup olmadığıdır. Eğer, güncel bilimsel verilere ve kılavuzlara uygun bir şekilde anjiyo kararı verilmişse bu işlemden kaçmak aslında kendinizi kalp krizi ve ölüm gibi risklere çok daha fazla maruz bıraktığınız anlamına gelir.

Anjiyo ne kadar sürer?

Anjiyo işlemi genellikle 30 dakika sürer. Ancak, bazen damara giriş yerinin, giriş yerinden kalbe kadar uzanan damarların ya da kalp damarlarının anatomik özellikleri kompleks olabilir. Bu durumlarda işlem süresi uzar. 

Anjiyo, hastane ortamında yapılır. İşlem öncesinde EKG çekilir. Kanama riski, böbrek fonksiyonları ve enfeksiyon varlığı kan tahliliyle değerlendirilir. Diğer bazı önemli noktalar şunlardır:

  • Doktorunuza anjiyonuzun olduğu gün hangi ilaçları almanız, hangilerini almamanız gerektiğini sorun. Anjiyodan birkaç gün önce bazı kan sulandırıcı ilaçlarınızı almayı bırakmanız, bazen de devam etmeniz istenir. Aynı durum diyabet (şeker hastalığı) ilaçları için de geçerlidir.
  • Bilinen alerjik bir yatkınlığınız varsa bunu doktorunuza mutlaka söyleyin. İyot, kontrast madde, kabuklu deniz ürünleri, lateks (örneğin; lastik eldivenler) ve ilaç alerjileri özellikle önemlidir.
  • Anjiyo sonucuna göre doktorunuz birkaç gün daha hastanede yatmanız gerektiğini söyleyebilir. Yani, o gün eve gidemeyebilirsiniz. Bu nedenle hastanedeyken daha konforlu olmanız için kişisel eşyalarınızı (örneğin; terlik ve diş fırçası) yanınızda getirmenizi öneririz. Taburculukta da evinize sizi bir yakınınızın götürmesini planlayın. Anjiyodan önce nelere dikkat etmek gerekir

Anjiyo sırasında ağrı duyulur mu?

Anjiyoda sadece damar giriş yeri uyuşturulur. İşlem boyunca uyanık olacaksınız. Ama, gerginliğinizi almak için rahatlatıcı ilaçlar verilebilir. Bunlar sizi hafif uykulu bir hale getirebilir; normaldir.

Anjiyo nasıl yapılır?

Anjiyo işleminde önce sedye benzeri bir masaya sırt üstü yatırılacaksınız. İşlem boyunca birçok açıdan kalp damarlarınızın filmini çekmek için başınızın ve göğsünüzün çevresinde X-ışını cihazının kolu hareket edecek. Ya anjiyo salonuna gelmeden önce ya da anjiyo salonundayken el sırtı ya da kolunuza size gerektiğinde sıvı ya da ilaç verebilmek için bir damar yolu (intravenöz kanül) takılacak. Kalp ritminizi takip edebilmemiz için göğsünüze elektrotlar yapıştırılacak. El ya da ayak parmağınıza da kan oksijen durumunuzu görebilmemiz için mandallı veya yapışkanlı bir cihaz (oksimetre) takılacak. Kasık ya da el bileğiniz -eğer çok kıllıysa makineyle tıraş edildikten sonra- dezenfekte edilecek. Ardından, damar giriş yeriniz ağrı duymamanız için iğnesi ince bir enjektördeki ilaçla uyuşturulacak. Sonra, giriş yerine plastik bir kılıf (sheath) yerleştirilecek.

Bu kılıf içinden, önce uzun bir tel, bunun üzerinden de bir kateter (uzun, esnek, içi boş boru) kalbinize gönderilecek. Kateter, kalp damarlarınızın girişine yerleştirildikten sonra kateter içinden boya verilecek. Bu boya, kısa süreli bir sıcaklık hissi yaşamanıza neden olabilir; korkmayın. Boya sayesinde artık görülebilir hale gelen damarlarda darlık ya da tıkanıklık olup olmadığı saptanabilecek. Tüm görüntülerin alınması dahil anjiyo yaklaşık 30 dakika sürecek. Bu süre, bazı kompleks vakalarda veya anjiyoda stentle hemen çözülmesi gereken bir sorun saptandığında daha uzun olabilir.

Bilekten anjiyo mu, kasıktan anjiyo mu?

Çoğu hastaya hem el bileği yolundan hem de bacak (kasık) yolundan anjiyo yapılabilir. Ama, mümkünse el bileği tercih edilmelidir. Ancak, nihai kararı anjiyoyu yapacak olan hekime bırakmak en doğrusudur. Detaylar şöyledir:

  • Anjiyoda en sık görülen komplikasyon damar giriş yerinde kanama olmasıdır. Bu, el bileği giriş yerinde kasığa göre hem daha az sıklıkta gelişir, hem de ciddi olma ihtimali daha azdır. Olsa bile, elle bastırılarak kolayca kontrol altına alınabilir. El bileğinin tercih edilmesine dair önerinin en önemli nedeni budur.
  • El bileği bacağa göre hasta için daha konforludur. Kasık yolu ise doktor için daha konforludur. 
  • El bileği yolunda anjiyo sonrasında sırt üstü 4-6 saat yatma zorunluluğu yoktur. Aslında, kasık damarı giriş yeri elle bastırılarak değil de özel kasık kapatma cihazlarıyla kapatılırsa kasık yolunda da sırt üstü uzun süre yatma zorunluluğu yoktur.  
  • El bileğinde ilave yedek damar olduğundan anjiyoda el bileği damarı pıhtıyla tıkansa bile yedek damar sayesinde elde bir sorun gelişmez (Daha doğrusu, son derece nadirdir). Kasık damarı tıkanırsa acil stentleme veya ameliyat gerekebilir. Ancak, el bileği damarı ince çaplı olduğundan tıkanma olasılığı kasık damarına göre çok daha fazladır; tıkanıklık her 10 hastadan 1’inde gelişir.
  • El bileği damarı, katetere bağlı spazma (büzülmeye) daha yatkındır. Büzülme damarın kateteri sıkıştırmasına, bu da bazı hastalarda ağrıya ve kateterin geri çıkarılmasında zorluğa neden olabilir.
  • El bileği damarı giriş yerinde enfeksiyon gelişme ihtimali kasığa göre çok daha azdır. Kasıkta enfeksiyon gelişirse bu, bazen çok ciddi sonuçlara neden olabilir.
  • Her işlem ve her hasta teknik olarak el bileğinden yapmaya uygun değildir. Hem el bileği anatomisinin uygun olması (Örneğin; el bileği damarının çok ince ya da kıvrımlı olmaması) hem de doktorun el bileği yolunda tecrübeli olması gerekir. 
  • Bazı hastalarda klinik ve anatomik nedenler yüzünden mecburen kasık yolu ya da mecburen el bileği yolunu kullanmak gerekebilir.
  • İster kasık yolu ister el bileği yolu olsun, anjiyoda elde edilen görüntüler aynıdır.

Anjiyo sonrası hastanede ne kadar kalınır?

Çoğu hasta, kasık yoluyla anjiyodan 4-6 saat, el bileği yoluyla anjiyodan ise 1,5-2 saat sonra taburcu olur. Ancak, kasık için özel kapatma cihazları kullanılmışsa hasta 30 dk sonra yürüyebilir, yani uzun süre sırt üstü yatması gerekmez.

Anjiyo kasık yoluyla yapılmışsa bazı doktorlar kasık üzerine ağır bir kum torbası koymayı tercih ederler. Aslında, bunun ana etkisi baskı yapıp kanamayı durdurmaktan ziyade bacağınızı hareket ettirmenizi önlemesidir. Kişisel olarak ben (Dr. Şükrü Akyüz), hastanın bacağını oynatmaması gerektiğini anladığından eminsem kum torbası koymam. Çünkü, maalesef, eğer kanama olursa kum torbası altında kalan kanamanın erkenden görülmesini engelleyip müdahale edilmesini geciktirmektedir. Ayrıca, konforu bozup hastanın kötü bir deneyim yaşamasına neden olmaktadır.

Anjiyo sonrasında nelere dikkat etmem gerekir?

Anjiyo sonrasında hemşiremiz düzenli olarak damar giriş yerinizi kontrol edecektir. Kanama olduğunda sağlık ekibine haber vermelisiniz. Ama, bundan da önce, kanayan yere bizzat kendiniz elle bastırmalı ve kanamayı engellemelisiniz. Takipler sırasında parmaklarınız karıncalanırsa veya uyuşursa bunu sağlık ekibine söylemelisiniz. Anjiyoda kullanılan boyanın vücudunuzdan atılmasına kolaylaştırıp böbreklerinizin bozulma olasılığını azaltmak için bol miktarda su içmelisiniz (kalp yetersizliği hastası olanlar hariç). Riskli hastalarda ilaveten damar yoluyla sıvı (izotonik) verebiliriz. Anjiyo sonrasında birkaç gün boyunca ağır işlerle uğraşmamalı ve ağır kaldırmamalısınız.

Damar giriş yerinde ne olursa doktoruma haber vermeliyim?

  • Kanama (Böyle bir durumda, parmakla kanayan yere bastırmalı ve 112’yi aramalısınız)
  • Giderek büyüyen şişlik (Fındık büyüklüğünü geçmeyen şişlik ise normaldir)
  • Giderek artan kızarıklık (Hafifçe kızarıklık, şişlik ve hassasiyet olması ise normaldir. Ayrıca, morarma görmeniz de normaldir)
  • İltihaplı akıntı (Ara ara az miktarda şeffaf akıntı ise normaldir)
  • Aşırı ağrı (Ağrınız zamanla azalıyorsa bu normaldir)
  • Bacakta veya el bileğinde geçmeyen uyuşukluk
  • Ateş (>38,5 °C)
İçeriği Puanla