Anjiyo (Koroner Anjiyografi)

Yazan: Prof. Dr. Şükrü Akyüz

Anjiyo, anjiyografi kelimesinin kısaltmasıdır. Anjiyografi de tıp dilinde “damarların görüntülenmesi” anlamına gelir. Vücuttaki herhangi bir damarın anjiyosu yapılabilir. Bu bölümde anjiyo derken kastettiğimiz, kalp damarlarının görüntülenmesidir. 

Anjiyo kimlere yapılır?

Anjiyo, kalp damarlarında darlık ya da tıkanıklık olup olmadığını anlamak için yapılır. Bu durumdan şüphelenilen hasta grupları ise şunlardır:

  • Tipik göğüs ağrısı veya benzeri şikayeti olanlar (Örneğin; yürürken veya yokuş çıkarken göğsünde ağrı, yanma ya da baskı hissedenler)
  • Ön inceleme testlerinin (EKG, EKO, efor testi veya sintigrafi) sonuçları normal olmayanlar
  • Sanal anjiyoda (BT anjiyo) damarlarında ciddi sorun saptananlar ya da net olmayan görüntüler nedeniyle karar verilemeyenler
  • Kalp krizi geçirenler
  • Kalp yetersizliği olanlar
  • Kalp ritminde bozukluk saptanan bazı hastalar

Anjiyo kimlere yapılmaz?

Normalde anjiyo olması gereken bazı hastaların, özel durumları ya da eşlik eden başka hastalıkları olabilir ve bunlar anjiyo yapmanın riskli veya faydasız olmasına sebep olabilir. Örnekler şunlardır: 

  • Aydınlatılmış onam sonrası izin vermemek (Akli dengesi yerinde olmayan hastaların ise birinci derece yakınlarının izin vermemesi) 
  • Aktif enfeksiyon
  • Aktif kanama (Regl kanaması ise engel değildir)
  • Ciddi böbrek yetersizliği
  • Ciddi kansızlık (anemi)
  • İlaçlarla kontrol edilemeyen ciddi hipertansiyon

Anjiyonun riskleri nelerdir?

Her işlem gibi anjiyonun da riskleri vardır. Ciddi komplikasyonların her biri, her 1000 kişiden 2’sinde görülür. Risk, aslında kişiden kişiye değişir. Örneğin, kalp krizi tedavisi için yapılan acil anjiyolar ve diğer organlarında da ciddi hastalığı olan hastalara yapılan anjiyolar daha risklidir. Ama, anjiyo yapmamak, yani kalp damarlarındaki sorunların tedavi sürecini başlatmamak çok daha riskli olabilir. Dolayısıyla, kar-zarar dengesine göre anjiyo yapıp yapmamaya karar verilir.  

Anjiyonun olası komplikasyonları şunlardır:

  • Bacak ya da el bileği damarı hasarı: Bacak (kasık) ya da el bileği damarında ciddi kanama veya tıkanıklık gelişebilir. Dolayısıyla, kan takviyesi ya da acil damar ameliyatı nadiren gerekebilir.
  • Kalpte ritim bozukluğu: Anjiyoda kendiliğinden geçen kısa süreli ritim bozuklukları sık görülür, ama önemi yoktur. Nadiren, bilinci bozan ve ilaç ya da elektroşok gerektiren acil durumlar gelişebilir.
  • Böbrek yetersizliği: Anjiyoda görüntü elde etmemizi sağlayan kontrast madde adı verilen boya her 100 hastanın 5’inde böbrekleri bozar. Risk, halihazırda böbrek sorunu olanlarda daha da fazladır. Örneğin, ileri evre böbrek yetersizliğinde risk beş kat daha fazladır. Böbreklerde bozulma gelişse de damardan sıvı takviyesiyle genellikle tamamen düzelir. Nadiren, geçici diyaliz gerekebilir. Kalıcı diyaliz gereksinimi ise son derece nadirdir.
  • Alerji: Kontrast maddeye bağlı nadiren alerji gelişebilir. Ciltte kaşıntılı kızarıklıklar oluşabilir; bu geçici bir durumdur. Çok nadiren, alerjik reaksiyonlar solunumu engelleyecek kadar ciddi olur. Bu tarz acil durumlar için gerekli tüm malzemeler anjiyo salonunda mevcuttur.
  • Kalp krizi: Hastanın kalp damarları çok narinse kateter bu damarlara zarar verebilir. Bu, kalp damarlarının tıkanmasına yol açabilir, yani kalp krizine neden olabilir. Bu durumda, damarı açmak için hemen stent takmak gerekir. Çok nadiren, acil kalp ameliyatı (bypass) gerekebilir.
  • Kalp damarı çatlaması (diseksiyon) veya delinmesi (rüptür): Bu sorunlar, nadiren gelişir. Çoğu durumda, işlem esnasında yapılan acil müdahalelerle sorun çözülür. Çok nadiren, acil kalp ameliyatı (bypass) gerekebilir.
  • Felç: Kalbe ulaşmamızı sağlayan damarların narin bölgelerinden kateterin dokunmasıyla kopan küçük yağlar veya pıhtılar nadiren beyin damarlarına kaçabilir. Bu, geçici ya da kalıcı felce neden olabilir.

Anjiyoda ölüm riski var mı?

Bir komplikasyon durumunda acil müdahaleler ile çoğunlukla sorun çözülür. Çok nadiren, müdahaleler işe yaramayıp hasta hayatını kaybedebilir. Bu olasılık hekimin tecrübesiyle de ilişkilidir. Ölüm, ortalama her 1000 anjiyodan 1’inde olur. 

Bu riskler beni kaygılandırdı, ne yapmalıyım?

Kaygılanmakta haklı olabilirsiniz, ama unutmayın: Bu komplikasyonlar çok nadiren gelişir. Önemli olan anjiyonun gerçekten gerekli olup olmadığıdır. Eğer, güncel bilimsel verilere ve kılavuzlara uygun bir şekilde anjiyo kararı verilmişse bu işlemden kaçınmak aslında kendinizi kalp krizi ve ölüm gibi risklere çok daha fazla maruz bıraktığınız anlamına gelir.

Anjiyodan önce nelere dikkat etmem gerekir?

  • Doktorunuza anjiyonun olduğu gün hangi ilaçları almanız, hangilerini almamanız gerektiğini sorun. Anjiyodan birkaç gün önce bazı kan sulandırıcı ilaçları almayı bırakmanız, bazen de devam etmeniz istenir. Aynı durum diyabet (şeker hastalığı) ilaçları için de geçerlidir.
  • Bilinen alerjik bir yatkınlığınız (ilaç, iyot, kontrast madde, lastik eldiven gibi lateks ürünler vb.) varsa bunu doktorunuza mutlaka söyleyin.
  • Anjiyo sonucuna göre doktorunuz birkaç gün daha hastanede yatmanız gerektiğini söyleyebilir. Yani, o gün eve gidemeyebilirsiniz. Bu nedenle, hastanedeyken daha konforlu olmanız için kişisel eşyalarınızı (terlik, diş fırçası vb.) yanınızda getirmenizi öneririz. Ayrıca, taburcu olunca evinize sizi bir yakınınızın götürmesini planlayın. A

Anjiyo ne kadar sürer?

Anjiyo, genellikle 30 dakika sürer. Ancak, bazen damara giriş yerinin, giriş yerinden kalbe kadar uzanan damarların ya da kalp damarlarının anatomik özellikleri kompleks olabilir. Bu durumlarda süre uzar. 

Anjiyo sırasında ağrı duyulur mu?

Anjiyoda sadece damara giriş yeri uyuşturulur. Anjiyo boyunca uyanık olacaksınız. Ama, gerginliğinizi almak için rahatlatıcı ilaçlar verilebilir. Bu ilaçlar uykunuzu getirebilir; normaldir.

El bileği mi, kasık mı daha iyi?
El bileği ve kasık damarı giriş yerleri

Anjiyo nasıl yapılır?

Anjiyoda önce sedye benzeri bir masaya sırt üstü yatırılacaksınız. Burada birçok açıdan kalp damarlarınızın filmini çekmek için başınızın ve göğsünüzün çevresinde X-ışını cihazının kolu hareket edecek. Ya anjiyo salonuna gelmeden önce ya da anjiyo salonundayken el sırtı ya da kolunuza, size gerektiğinde sıvı ya da ilaç verebilmek için bir damar yolu (intravenöz kanül) takılacak. Kalp ritminizi takip edebilmemiz için göğsünüze elektrotlar yapıştırılacak. El ya da ayak parmağınıza da kan oksijen durumunuzu görebilmemiz için bir cihaz (oksimetre) takılacak. Eğer çok kıllıysa kasık ya da el bileğiniz makineyle tıraş edilecek ve sonra dezenfekte edilecek. Ardından, damar giriş yeriniz ağrı duymamanız için ince iğneli bir enjektördeki ilaçla uyuşturulacak ve giriş yerine plastik bir kılıf (sheath) yerleştirilecek. Bu kılıf içinden önce uzun bir tel, bunun üzerinden de uzun ve esnek bir boru (kateter) kalbinize gönderilecek. Kateter, kalp damarlarınızın girişine yerleştirildikten sonra boya verilecek. Bu boya, kısa süreli bir sıcaklık hissi yaşamanıza neden olabilir; korkmayın. Boya sayesinde artık görülebilir hale gelen damarlarda darlık ya da tıkanıklık olup olmadığı anlaşılabilecek.

El bileğinden anjiyo mu daha iyi, kasıktan anjiyo mu?

Çoğu hastaya hem el bileği yolundan hem de bacak (kasık) yolundan anjiyo yapılabilir. Detaylar şöyledir:

  • Anjiyoda en sık görülen komplikasyon, damar giriş yerinde kanama olmasıdır. Bu, el bileği giriş yerinde kasığa göre hem daha az sıklıkta olur hem de ciddi olma ihtimali daha azdır. Olsa bile, elle bastırılarak kolayca kontrol altına alınabilir.
  • El bileği bacağa göre hasta için daha konforludur. Kasık yolu ise doktor için daha konforludur. 
  • El bileği yolunda anjiyo sonrasında sırt üstü 4-6 saat yatma zorunluluğu yoktur. Aslında, kasık damarı giriş yeri elle bastırılarak değil de özel kasık kapatma cihazlarıyla kapatılırsa kasık yolunda da sırt üstü uzun süre yatma zorunluluğu yoktur.  
  • El bileği damarı ince çaplı olduğundan tıkanma olasılığı kasık damarına göre çok daha fazladır; tıkanıklık her 10 hastadan 1’inde gelişir. Ancak, el bileğinde ilave (yedek) bir damar daha olduğundan el bileği damarı pıhtıyla tıkansa bile yedek damar sayesinde bir sorun gelişmez; daha doğrusu, son derece nadirdir. Kasık damarının tıkanma ihtimali daha düşüktür, ama bacağa giden tek damar olduğundan, eğer tıkanırsa acil stent takılması veya ameliyat gerekebilir.
  • El bileği damarı, katetere bağlı spazma (büzülmeye) daha yatkındır. Büzülme damarın kateteri sıkıştırmasına, bu da bazı hastalarda kateterin geri çıkarılmasında zorluğa ve bu esnada şiddetli ağrıya neden olabilir.
  • El bileği damarı giriş yerinde enfeksiyon gelişme ihtimali kasığa göre çok daha azdır. Kasıkta enfeksiyon gelişirse bu, bazen çok ciddi sonuçlara neden olabilir.
  • Her işlem ve her hasta teknik olarak el bileğinden yapmaya uygun değildir. Hem el bileği anatomisinin uygun olması (örneğin; el bileği damarının çok ince ya da kıvrımlı olmaması) hem de doktorun el bileği işlemlerinde tecrübeli olması gerekir. 
  • Bazı hastalarda klinik ve anatomik nedenler yüzünden mecburen kasık yolunu ya da mecburen el bileği yolunu kullanmak gerekebilir.
  • İster kasık yolu ister el bileği yolu olsun, anjiyoda elde edilen görüntüler aynıdır.
Sonuç olarak, mümkünse el bileği tercih edilmelidir. El bileğinin tercih edilmesine dair önerinin en önemli nedeni, en sık görülen komplikasyon olan kanamanın kasık yoluna göre daha az sıklıkta ve şiddette olmasıdır. Ancak, yukarıda bahsettiğimiz detaylar nedeniyle nihai kararı, anjiyoyu yapacak olan hekime bırakmak en doğrusudur. 

Anjiyodan sonra hastanede ne kadar kalacağım?

Anjiyo, el bileği yoluyla yapılmışsa çoğu hasta 1.5-2 saat sonra taburcu olur. Kasık yolunda ise bu süre 4-6 saattir. Bu süre boyunca, bazı doktorlar kanamayı engellemek için hastanın kasık bölgesi üzerine ağır bir kum torba konulmasını ister. Bunun baskı yaparak kanamayı azalttığı düşünülse de ana mekanizma bu değil; bacağın hareketinin kısıtlanmasını sağlamasıdır. Kişisel olarak ben (Dr. Şükrü Akyüz), hastanın bacağını oynatmaması gerektiğini anladığından eminsem kum torbası konulmasını tercih etmem. Çünkü, eğer kasık damarında kanama olursa kum torbasının altında kalan kanama gözden kaçabilir ve gerekli müdahale gecikebilir. Bunun, hayati risk de dahil ciddi sonuçları olabilir. Ayrıca, kum torbası hastanın konforunu oldukça bozup kötü bir deneyim yaşamasına da neden olmaktadır. Ancak, kasık damarı için özel kapatma cihazları kullanılmışsa hasta 1 saat sonra ayağa kalkabilir, yani uzun süre sırt üstü yatması gerekmez ve daha erken taburcu edilebilir.

Anjiyodan sonra nelere dikkat etmeliyim?

Anjiyo sonra hemşireniz düzenli olarak damar giriş yerinizi (kasık ya da el bileğinizi) kontrol edecektir. Ama, yine de kanama olabilir. Kanama olduğunda sağlık ekibine haber vermeden önce kanayan yere elinizle bastırmalı ve kanamayı engellemelisiniz. El ya da ayak parmaklarınız karıncalanırsa veya uyuşursa bunu hemşirenize söylemelisiniz. Ayrıca, anjiyodan sonra bolca su içmelisiniz (kalp yetersizliği hastası olanlar hariç). Bu, kontrast madde nedeniyle böbreklerinizin bozulma olasılığını azaltacaktır.

Taburcu olduktan sonra, ertesi gün itibariyle yürüyüş yapmanızda ve günlük olağan işlerinize dönmenizde sakınca yoktur. Ancak, birkaç gün boyunca ağır işlerle uğraşmamalı ve ağır kaldırmamalısınız. Ayrıca, anjiyonun yapıldığı yerde (kasık ya da el bileği) şunlar olursa doktorunuza haber vermelisiniz:

  • Kanama (Bu durumda, kanayan yere elinizle bastırmalı ve 112’yi aramalısınız)
  • Giderek büyüyen şişlik (Fındık büyüklüğünü geçmeyen şişlik ise normaldir)
  • Giderek artan kızarıklık (Hafifçe kızarıklık, şişlik, morluk veya hassasiyet olması ise normaldir)
  • İltihaplı akıntı (Ara ara az miktarda şeffaf akıntı ise normaldir)
  • Aşırı ağrı (Ağrınız zamanla azalıyorsa bu normaldir)
  • Bacakta veya el bileğinde geçmeyen uyuşukluk
  • Ateş